Bu yazı, Nisan 2010'da Boltart.net'te yayınlanmıştır.
Loukia Alavanou’nun Rodeo Galeri’deki ilk kişisel sergisi My My My isimli üç kanallı bir video kolajdan oluşuyor. Alavanou bu çalışmasında Alice Harikalar Diyarında ve Pamuk Prenses gibi kadın kahramanlardan oluşan masalların, aslında hep hissettiğimiz ama farkında olmadığımız tekinsizliğini görünür kılmaya ve bu masalları kullanarak kadının hem sembolik düzendeki (dil), hem de ataerkil sistemdeki yerini sorgulamaya çalışıyor.
Üç ekranda birden saniyeler içinde değişen imgeler, ne olup bittiği konusunda algılarımızı zorlarken bizleri anlatımsal değil, görselliğe dayalı sezgisel bir yolculuğa çıkarıyor. Kadın kahramanların bilinçli olarak dışarıda bırakıldığı bu görsel evrende tekinsizlik, varlıksal statüsü canlı ile cansız, insan ile hayvan arasında sıkışmış karakterlerin yakın plan çekimlerinin birbiri ardına gösterilmesiyle yaratılıyor.
Film boyunca bu görüntülere, 1930’larda Hollywood’da analog olarak kaydedilmiş bir Pamuk Prenses sesi eşlik ediyor. Net olmayan, adeta uğuldayan bu ses “Keşke yaşayacak bir yerim olsaydı” lafını tekrarlıyor. Kahramanın evden, tanıdık olandan uzak olma hali, karşılaştığı karakterlerin muğlaklığıyla birleşiyor. Pamuk Prenses, “Eğer yaşayacak bir yerim olsaydı, böyle bir yerin nerede olabileceğini bilir miydin?” sorusuyla devam ediyor. Filmin ucubeleri tarafından cevapsız bırakılan bu soru, sanatçının The Shine, Seventh Seal, Freaks gibi filmlerden seçtiği grotesk sahneler ve gülme efektleri ile yanıtlanıyor ve tekinsizlik duygusu giderek pekişiyor.
Bu noktada filmin başlığı da açıklık kazanıyor. Evi olmayan, varoluşsal statüsü belirsiz varlıklar arasında sıkışmış kadın kahraman Alice’in üzerinden Alavanou, kadının ait olduğu yeri ve ona ait olanları sorguluyor. My/Benim iyelik sıfatının hiçbir ismi/cismi tamlamaması, ‘Babanın Adı’ etrafında şekillenen sembolik düzende ve ataerkil toplumda “gerçekten kadına ait bir yer/bir şey var mıdır?” sorusunu tekrar gündeme getiriyor. Çaresizce evini arayan Alice’in gerçekten bir evi var mıdır? Yoksa rüya sandığı şey aslında gerçek midir?
Alavanou’nun kadının hissettiği bu tekinsizliği görünür kılan çalışması çok katmanlı içeriğine rağmen anlamda bütünlüğü korumuş bir deneysel video orneği. Üç parçalı split-screen kullanımıyla triptik gibi de bakılabilecek bu iş aynı zamanda hızlı ama iyi düşünülmüş bir kurguya sahip.
Loukia Alavanou (d. Atina 1979) The Royal College of Arts, Londra’da MA derecesini fotoğraf dalında aldı. 2005 ve 2007 yıllarında Atina’da Deste Ödülü’nü kazandı. Eserleri, tank.tv, Beltsios Koleksiyonu ve Atina Milli Tiyatrosu’ndaki toplu sergilerde yer aldı. Sanatçı, Londra’da yaşıyor ve çalışıyor.