Wednesday 24 February 2010

Belle de Jour




6-7 yaslarindayken, Ahmet adında bir bez bebeğim vardı. Sarı saçları keçe gibi, gözleri maviydi. Kolları bacakları hep yanlara doğru açık durur, hiçbir zaman tam olarak istedigim pozisyonu almazdı. Lacivert, gövdesine yapışık bir tulum giyiyordu... ayaklarını nedense hiç hatırlamıyorum.

Onu hiç yanımdan ayırmaz, onla yemek yer, televizyon izler, ona sarılarak uyurdum. Eğer süpermeni izlemek ya da komşunun kızı Bihter'le lego oynamak gibi dikkat gerektiren bir işe girişir de Ahmetim'i unutursam kendimi suçlu hissederdim. O benim hem arkadaşım, hem de çocuğumdu çünkü. İnsan çocuğunu hiç unutur mu? Hayır. Ama gün gelir, annelerin de okula gitmesi gerekir. Bu ayrılık zorunlu olduğu için annelerin suçu değildir. Anneler Ahmetleriyle akşamları ilgilenir...tabi ödev yapmaktan fırsatları kalırsa.

Okulun ilk yıllarında-tam olarak zamanını bilemiyorum-günlerden bir gün Ahmet'e çok kızdığımı hatta ona çok feci alındığımı hatırlıyorum. Bu duygu o kadar şiddetliydi ve ben onunla nasıl başedeceğimi o kadar bilemez haldeydim ki Ahmet'i iki hafta-belki de daha uzun bir süre-evin giriş kapısının sağındaki ayakkabılığın alt dolabına (mevsim yazdı ve oraya kimse bakmazdı) kapattım. Onu cezalandırmak istiyordum...çok kötü şeyler yapmıştı.

Ahmet'i o karanlık, kokulu deliğe tıkışdırışımın nedenini uzun yıllar hiç düşünmedim...ta ki gecen haftalarda bir gece internet sebebiyle girdiğim gereksiz münasebetler sonucu ilkokul aşkımı bilgisayar ekranında karşımda görünceye kadar. Karşımdaki yabancı yüz her ne kadar bana hiç bir şey ifade etmese de, beni fark etmeden okula ilk başladığım yıllara götürdü.

Ahmet ile ilgili esrarın o gece çözüleceği varmış. Önce Ahmet'in isminin aynı zamanda sınıfımdaki çok sevdiğim bir arkadaşımın da ismi olduğunu fark ettim. Acaba onu mu cezalandırmak istemiştim? Ama ona bu kadar eziyet çektirecek kadar güçlü bir şey hissetmiyordum. Sonra Ahmet'in en yakın arkadaşı olan, sabah akşam hiç aklımdan çıkmayan K.'nın (sevdiğim çocuk) da sarışın ve mavi gözlü olduğu aklıma geldi. Gerisi artık çok açıktı. K.'ya aşıktım. K. başkasına aşıktı. Sınıftaki 7 Elif'ten birine...

Ahmet'le bir daha hiç oynamadım. O benim çocuğum ya da arkadaşım değildi artık.
Barbie bebeklerle oynamaya başladım. Saçlarını kestim, kaşlarını boyadım. Annem kızdı. Anneannem onlara kazak örmeme, babaannem kıayafetler dikmeme yardım etti.

Bir daha hiç erkek bir bebeğim olmadı.

2 comments: